Böbrek Kanseri
- Anasayfa
- Böbrek Kanseri
Böbrek içinde bulunan yaklaşık bir milyon adet küçük süzgeç(nefron), kan içindeki maddeleri süzer. Oluşan sıvı böbrek içinde yer alan ufak kanalcıklardan geçerken vücut tarafından yeniden emilir ya da fazla maddelerle atılır. Sonuç olarak dışarı atılan sıvıya idrar denir. Oluşan idrar böbrekteki toplayıcı havuzcuklardan ana havuza (pelvis) ve oradan da üreter isimli kanal ile depolanacağı mesaneye (idrar torbasına) iletilir.
Böbrek kanserleri böbrek içinde yer alan kanı süzen ve idrarı oluşturan dokulardan(renal hücreli kanser) ya da idrarı dışarıya ileten yüzeyden (transizyonel hücreli kanser) köken alır.
Böbrek kanseri yetişkin tümörlerinin %2-3’ünü oluşturmaktadır. Böbrek kanseri erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülmekte olup, bu oran 3/2 olarak saptanmıştır. Böbrek kanseri en sık 50 ile 70 yaşlar arasında görülmektedir.
Böbrek Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
- Sigara kullanımı
- Uzun süreli yüksek dozda ağrı kesici kullanımı
- Genetik (Heredite) risk (Örneğin: von Hippal Lindau Semdromu veya herediter papiller renal hücreli kanser gibi)
Böbrek Kanserinin Belirtileri Neler Olabilir?
- İdrarda kanama
- Karında ele gelen sert kitle
- Böbrekte uzun süreli ve geçmeyen ağrı
- İştah kaybı
- Kilo kaybı
- Kansızlık (anemi)
Böbrek kanserinde en sık karşımıza çıkan klinik belirti idrarda kanama ve yan ağrısıdır. Erken evredeki böbrek kanserlerinde genellikle hiçbir belirti olmamaktadır. Ve bu hastalar genelde başka nedenlerle yapılan ultrasonografi ya da radyolojik tetkikler sırasında rastlantısal(insidental) olarak tanınır.
Böbrek Kanseri Tanısı Nasıl Konulur?
- Fizik muayene ve hikaye : Ailede böbrek kanseri hikayesi var mı? Başka risk faktörleri var mı? Karında ele gelen kitle var mı?
- Kan analizlerinde : Böbrek kanserine eşlik etmesi beklenen belirtiler bulunmakta mı? Anemi ya da hiperkromazi, kanda yüksek kalsiyum, karaciğer fonksiyonlarında bozulma gibi.
- İdrar analizinde : İdrar da kanama var olup olmadığı ortaya konulmalı.
Şüphe edilen durumlarda da mutlaka radyolojik görüntüleme yöntemlerinden faydalanılmalıdır.
Ultrasonografi (USG): Böbreklerin ultrasonografi ile değerlendirilmesi ilk planda en önemli tanı yöntemini oluşturmaktadır. Basit ve hızlıca yapılan bu görüntüleme tetkiki böbrekte bir kitlenin bulgusunu verebilir.
Bilgisayarlı Tomografi(BT): Bu tetkik tüm karın içi organların aynı anda değerlendirilmesini sağlamaktadır. Ayrıca damardan verilen kontrast madde ile, böbrekte ultrasonografi ile belirlenen kitlenin kanserli olup olmadığı hakkında fikir sahibi olunabilir.Ayrıca kitlenin böbrek içindeki lokalizasyonu, boyutları daha kesin olarak ortaya koyulabilir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme(MRG): Özellikle bilgisayarlı tomografi ile net olarak değerlendirilemeyen kitlelerin özelliklerini değerlendirmek için kullanılır.
Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
Böbrek kanserinin tedavisinin planlanması için öncelikle hastalık evreleme sistemi kullanılırak hastalık evrelendirilir. Önerilecek tedavi bu evrelemeye göre değişiklik gösterecektir.
Evreleme sisteminde en önemli parametreler tümörün boyutları ve tümörün böbrek ve çevre dokusu ile olan ilişkisidir. Ayrıca uzak dokulara yayılıp yayılmadığı da hastalığın evresini etkiler.
Cerrahi
Erken evre böbrek kanserlerinde altın standart tedavi tümörün cerrahi olarak(ameliyatla) vücuttan uzaklaştırılmasıdır.
Nefrektomi, böbreğin ameliyat ile alınmasına verilen isimdir. İleri evre kanserlerde böbrek, böbrek üstü bezi ve böbreği çevreleyen yağ dokuların tamamının çıkarıldığı ameliyata “radikal nefrektomi” denilirken, küçük boyutlu erken evre kanserlerde sadece tümörün çıkarılarak böbreğin sağlam kısmının korunduğu ameliyata “parsiyel nefrektomi” denilir.
Böbrek tümörlerinde Laparoskopik/Robotik cerrahi?
Laparoskopik/Robotik Nefrektomi
Böbrek tümörlerinde altın standart yöntem olan radikal nefrektomi günümüzde birçok merkezde laparoskopik ve robotik yöntemler ile gerçekleştirilmektedir. Açık cerrahiye göre çok daha fazla oranlarda uygulanmaktadır.
Laparoskopik ve robotik radikal nefrektomi yöntemleri vücutta açılan 1-2 cm’lik deliklere yerleştirilen özel aletler yardımı ile gerçekleştirilmektedir. Açık cerrahilere göre daha az hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme gibi avantajları mevcuttur.
Laparoskopik/Robotik Parsiyel Nefrektomi
Erken evrede tespit edilmiş küçük boyutlu böbrek tümörlerinin tedavisinde böbreğin tamamının değil de sadece kanserli kısmının çıkarıldığı ameliyatlara “parsiyel nefrektomi” denir. Bu ameliyatta kanamayı azaltmak amacıyla böbreğe giden damarlar kısa bir süreliğine kapatılır, tümörlü alan çıkarılıp böbrek dokusu yeniden tamir edilir.
Laparoskopik/robotik sistemlerin bu ameliyatlarda tercih edilmesi, hem cerrahi ekibe hem de hastaya birçok avantaj sağlar. Bilimsel verilerle de ispatlanan bu avantajlar göz önünde bulundurulduğunda uygun hastalara öncelikle önerilmesi gereken tedavi yöntemi Robotik/Laparoskopik parsiyel nefrektomidir.
Radyoterapi (Işın Tedavisi)
Özellikli cihazlar tarafından ,dozu ayarlanmış radyasyon ışınlarının tümörlü dokuya odaklanarak, tümörün tahrip edildiği tedavi yöntemine verilen isimdir. Ancak böbrek kanserinin tedavisinde bu yöntemin faydası sınırlıdır.Çünkü bu kanserli hücreler radyasyona genellikle dirençli hücrelerdir. Bu sebeple esas olarak tümörün tedavisinde değil, hastalığı ilerlemiş olup kemik tutulumu olan hastalarda ağrı ve şikayetlerin azaltılması amacıyla kullanılır.
Kemoterapi
Tümör dokularını yok etmek için kullanılan yöntemlerden birisi de vücuda verilen kemoterapi ilaçlarıdır. Tek veya birkaç ilaç birlikte kombine olarak kullanılabilir. Ancak kemoterapinin de böbrek tümörleri üzerindeki etkisi sınırlıdır. Radyoterapiye benzer şekilde ileri evredeki uzak yayılımı olan hastalarda kullanımı tercih edilir.
İmmunoterapi (Bağışıklık Tedavisi)
Bağışıklık sisteminin uyarılarak kanser hücrelerinin tahrip edilmeye çalışıldığı bir tedavi yöntemidir. Interferonlar ve Interlökin-2 bu tedavi sırasında kullanılmaktadır.
Sed tempus est vehicula nisl aliquet laoreet. Nulla quis scelerisque ipsum. Maecenas commodo et mi id iaculis. Nulla aliquet ipsum eu justo facilisis, id euismod leo hendrerit.
Sed tempus est vehicula nisl aliquet laoreet. Nulla quis scelerisque ipsum. Maecenas commodo et mi id iaculis. Nulla aliquet ipsum eu justo facilisis, id euismod leo hendrerit.
Sed tempus est vehicula nisl aliquet laoreet. Nulla quis scelerisque ipsum. Maecenas commodo et mi id iaculis. Nulla aliquet ipsum eu justo facilisis, id euismod leo hendrerit.
1984 yılında Konya’da doğdu. Tıp fakültesi eğitimini 2002-2008 yılları arasında Hacettepe Tıp Fakültesi’nde yaptı.
© 2022 Doç. Dr. Eymen Gazel Tüm Hakları Saklıdır - Designed By Medya Pamir